Menu
Your Cart

Dünden bugüne Şile Bezi…

Bir milletin kültürel değerlerini, tarihini, sanat anlayışını en iyi şekilde ifade ettiği alanlardan biri olarak kabul edilen el sanatları, geçmişten günümüze yörelerin yaşam öykülerini, eserlerini canlı olarak bizlere sunmaya devam ediyor.

150 yılı aşkın bir geçmişe sahip olan Şile Bezi, 1950 yıllarına kadar yerli halkın kendi giyim ihtiyaçlarını karşılamak için üretilmekteydi. İlçe merkezinden doğuya doğru uzanan Karadeniz kıyı köylerinde Kabakoz, Karacaköy, Bozgaca, Kızılcaköy ve Yeşilçay'a kadar uzanan köylerde Şile Bezi'nin ilk defa dokunduğu söylenmektedir. Şile Bezi'nin tarihçesine baktığımızda; Natalia Adamantidu yayımladığı “Mübadele Öncesinde Şile'de Yaşam” adlı kitabında 1923 senesinden önce kadınların kızlarına çeyiz hazırlamak amacıyla yünlü, pamuklu ve ipekli kumaşlar dokuduğunu belirtmiştir. Dokudukları bu kumaşlardan mendil, gömlek, masa örtüleri dikip daha sonra ince ince süslemişlerdir. Bu dönemde kadınlar ipek böceğinden ipek elde etmiş, yıkanmamış yünden dokumalar yapmışlardır.

1971 yılında batı Almanya, Fransa, Hollanda, İsviçre ve Amerika Birleşik Devletlerine yaklaşık olarak 30 milyon liralık Şile Bezi ihracatı yapılmıştır. bu yıllarda hippilerin Türkiye’ye ziyaret ettiği dönemde beğenip giyindikleri, ülkelerine dönerken yakınlarına hediye etme amaçlı satın aldıkları Şile Bezi'nden giysiler Avrupa’nın birçok noktasına yayılmıştır. Paris’ten doğu motiflerinin moda olduğu 1971 senesinde el işi motiflerle süslenmiş şile bezlerinden giysiler Paris’te ünlü butiklerde tanesi 60 Fransız frangından satılmıştır.

1972 senesinde İngiltere’de bulunan bazı satıcılar dergi ve gazetelere Şile Bezi'den giysiler ile ilgili reklam vermiş, müşterilerine özel sipariş ile Türkiye’den Şile Bezi'nden üretilmiş giysiler getirtebileceklerini yazmışlardır. İngiltere’de Şile Bezi'nden bluzlar 2,75 İngiliz sterlininden satılmıştır. Türkiye’de ise 1970'lerin ünlü moda tasarımcısı Zuhal Yorgancıoğlu, Şile Bezi'nin 1970'lerde moda olmasıyla dünya modasının hâkimiyetini elinde tutan Avrupalı tasarımcılar ile büyük bir rekabete girdiğini belirtmiştir. 1973 yılına gelindiğinde Şile Bezi modacılar tarafından hem mayo olarak hem plaj giysisi olarak üretilmiştir. İtalyan modası 1973 yazında plaj renklerini mavi ve sarı olarak ilan etmiş, işlemesiz Şile Bezi giysiler plaj giyiminde de sıkça kullanılmıştır.

1998'de ise Şile’ye bağlı 4 köyde dar enli bez üretebilen 20 el tezgahı vardı. Bir tezgâhta 12 saatlik bir çalışmayla 20 metre Şile Bezi dokunabilmekteydi. 2005 yılına gelindiğinde ise Şile’ye bağlı Bozgoca, İmrenli ve Kabakoz köylerinde Şile Bezi üreten 10 adet yarı otomatik dokuma tezgâhı vardı.

Zaman içerisinde konvansiyonel tekstil ürünleri karşısında gücünü ve bilinirliğini yitiren bu özel el dokuması ürün, günümüzde değişen tüketim alışkanlıkları nedeniyle tekrar aranan ve talep edilen önemli bir ürün haline gelmiştir. Özellikle Şile Belediyesi'nin uzun süredir sürdürdüğü çalışmalarla ve projelerle kaybolmaya yüz tutmuş bu kıymetli ürün, günümüzde hala eski yöntemler devam ettirilerek, coğrafi işaret kurallarına uygun bir şekilde üretilmektedir.

Şile’ de dokuma işlemi ilk günden beri, el yapımı eski ahşap el tezgâhlarında ve el dokuma tezgâhlarındaki hareketi simüle eden kara tezgâhlarda gerçekleştirilir. Önceleri, yörede "düzen" olarak adlandırılan bu tezgâhlar, üretimi daha hızlı hale getirebilmek için mekik alışının daha seri olmasını sağlayan bir kamçı mekanizmasının kurulu olduğu el tezgâhlarıdır. Geçmişte birçok köyün kapanmasına vesile olan Şile Bezi el dokumaları, kullanıcı talep miktarındaki artış ve ürün çeşitlendirilmesi gibi nedenlerle el tezgâhlarının yanında metal kara tezgâhlarda da dokunmaya başlamıştır.

Yüzyıllardır geleneksel usulde yapılan dokumalar, kireç kaymağına batırıldıktan sonra Karadeniz’in sularında yıkanıp Şile kumlarına serilerek kurutulur. Bu süreç sırasında bezin dokusuna doğal yollardan işleyen Karadeniz’in suyu ile Şile kumları beze farklı bir doku kazandırır. Şile Bezi dokumasında en çok tercih edilen yöntem, doğal renkte dokunan kumaşlara şile kadınlarının kasnakla desen işlemeleridir. Ketencilik yapıldığı dönemlerde gergefle işler yaygınken, sonrasında kasnakla işleme tercih edilir olmuştur. Şile Bezi işlemelerinde 200'ü aşkın motifin ilgi çekici adları vardır. Şile Bezi’ne özgü motifler, anonim bir karakter gösterir ve nesilden nesile değişmeden (ya da minik değişiklikle) geçen bu motifler kendilerine özgü isimlerle tanınır. Motifin adı Şile Bezi'ne emek veren herkesçe bilinir ve işlemeler anlatılırken desen hatlarıyla değil, bu isimlerle tarif edilir.

Üretim Aşamalarımız…

Bir milletin kültürel değerlerini, tarihini, sanat anlayışını en iyi şekilde ifade ettiği alanlardan biri olarak kabul edilen el sanatları, geçmişten günümüze yörelerin yaşam öykülerini, eserlerini canlı olarak bizlere sunmaya devam ediyor.

Ön Hazırlık;

Iplik çilelerinin bir arada bulunduğu “bürüm”ler alınır. Bu bürümler el yordamıyla açılarak keleplere yani bir diğer adıyla çilelere ayrılır. Iki elin yardımıyla bu çileler açılır. Bir leğene su doldurulur ve çileler suyu iyice çekene kadar yaklaşık 30 dakika suda bekletilir.

Haşıllama;

Pamuk ipliğine dayanıklılık ve kayganlık sağlamak amacı ile yapılan bir işlemdir. Bir tür kolalama yöntemi olan bu işlem, yumuşak olan pamuk ipliğinin sertleşmesini sağlarken aynı zamanda ipliği kabartır. Böylece dokuma esnasında ipliklerin birbirine yapışması ve kopması önlenerek dokumanın daha rahat yapılması sağlanır.

Çözgü Hazırlama;

Haşıllanan çileler bobinlere sarılır ve çözgü çağlığına dizilir. Çileler bobinlere sarılırken önceleri tahtadan yapılmış elle çevrilen çıkrıklar kullanılırdı ancak günümüzde daha yaygın olarak elektrik motoru ile çalışan bobinvar makinası kullanılır.

Tahar;

Çapraz sırasından gelen çözgüler, tezgâhta çözgü ipliğinin hareketini sağlayan “gücü”lerden, tek tek el ile geçirilir. Gücüler her bir çerçeve üzerinde yer alan ipliklerin içinden geçtiği tellerdir. Çözgü iplerinin yarısı bir çerçeveden diğer yarısı ise ikinci çerçeveden geçirilir. Çerçevelerin ayrı ipliklere ayrılması, çapraza alınması sonucu mümkün olur. Bir sonraki aşama olarak çözgü iplikleri çaprazdan geliş sıralarına göre, tarak taharı özelliğine uygun olarak taraktan geçirilirler; bu işleme “tahar” denilir.

Otomatik dokuma tezgâhının el dokuma tezgâhından tek farkı el dokuma tezgâhındaki dokumacının yaptığı hareketlerin motor desteği ile yapılmasıdır.

Çıkrık sesleri artık yankılanmak üzere...

Ikinci aşama; iplikler dokunmak için hazır. Artık sıra hünerli ellerde... tezgâha yeni geçirilen ipler ile tezgâhta önceden var olan iplerin düğümlenmesinin ardından çözgü iplikleri dokunmaya hazır hale gelir. Tarak, gebedir, gücü, tefe, ayaklık, kamçı parçalarından oluşan tezgâhta dokunan kumaşlar, 45 cm, 90 cm veya 150 cm enlerinde ve 20 metre boyunda toplar halinde bez haline getirilir. El dokuma tezgâhı ile dokuma: Şile Bezi, el dokuma tezgâhı (kamçılı tip tezgâh) ile dokunurken dokumacı, ayaklarıyla pedallara basarak 2 adet çerçeveyi ayırır. Her bir pedal bir çerçeveyi yukarı çekerken diğer pedal çerçeveyi aşağıya ittirerek atkı ipliğinin çözgünün arasından geçerek dokunmasına olanak sağlar. Atkı ipi mekik içinde yer almakta olup kamçıyı, yani bir ipe bağlanmış mekiği soldan sağa ya da sağdan sola fırlatan düzeneği çalıştırır. Açılan çerçeveler ile çapraza alınmış çözgü ipleri arasında gidip gelen, içinde atkı ipliğini barındıran mekik hareket ettikçe her bir hareket sonrası dokumacı tarafından tefe, atkı ipini yatay düzlemde sıkıştırarak dokumanın yapılmasını sağlar. Dokuma sırasında kopan iplikler takip edilerek bağlanırlar.

Benzersiz dokumalar için Karadeniz ile buluşma vakti geldi...

Son Aşama;

Şile Bezi’nin en büyük alameti farikalarından biri biraz sonra gerçekleşecek. Dokunmuş kumaş, tezgâhtan alındıktan sonra bitiş işlemlerine geçilir. Doğal görünüm olarak sarımtırak renkli olan bu beze kireç kaymağı ile ağartma işlemi yapılır.

Kaymaklama;

Kireç kaymağı ve çamaşır sodası süzülerek leğene aktarılır. 5-10 dakika ters yüz edilir. İstenilen renge ulaşana kadar bekledikten sonra durulanır.

Yıkama;

Şile’nin az tuzlu sularında bez yıkanarak asıl kimliğine ulaşmaya başlar. Şile Bezi top halinde denizde birkaç kez çırpılıp çalkalanır.

Kurutma;

Şile’nin ince ve altın sarısı kumları üstünde güneşte kurumaya bırakılır. Suyun ve kumun yapısı bezin dokusuna işler. Deniz suyu ile yıkandıktan sonra kurutulan Şile Bezi bükümlü, kıvrak bir görünüm kazanır. Şile Bezi denizde yıkanıp kumda kurutulduğundan dolayı hava şartlarının ılıman olduğu zamanlar bu işlemlerin yapılması için uygundur. Nisan ayından başlayarak, kasım ayı içerisine dek havanın yağmursuz ve sıcak olduğu günlerde yıkama ve kuma sererek kurutma yapılır.

İstanbul’un İlk Coğrafı İşaretli Gururu

Şile Bezi, İstanbul’un ilk coğrafi işaretli ürünü olmanın gururunu sürdürmeye devam ediyor…

Coğrafi işareti belirgin bir niteliği olan, ünü ya da diğer özellikleri bakımından kökenin bulunduğu bir yöre, alan, bölge veya ülke ile özdeşleşmiş ürünleri gösteren işaretler olarak tanımlamak mümkündür. bizler de Şile Bezi'nin bu denli özel, kültürel ve sanatsal olan değerini koruma altına almak için coğrafi işaret başvurusunda bulunduk ve 12.12.2017 tarihinde Şile Bezi mahreç işaretini alarak İstanbul’un ilk coğrafi işaretli ürünü oldu.

Bu coğrafyanın yüzyıllardır olgunlaştırdığı bir ürün olan Şile Bezi, Nazım’ın memleketim, Şüküfe Nihal Şile kadını ve Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun şiirlerine dahi konu olmuş "Zorba' filminde Anthony Quinn üzerinde de yer almıştır.

Üretim aşamalarının yöreye özgü olması, her bir dokumasında, ilmeğinde ve işlemesinde Şile’nin ve şile kadınlarının izini, emeğini taşıması bu bezi koruma altına almayı zorunlu kılıyor. Şile Bezi kültürel değerlerini koruyarak, sürdürülebilir üretim modelleriyle, geleneksel dokuma ustalarımızla beraber, genç modacıların da ellerinde şekillenerek gelecek kuşaklara aktarılıyor.

Motifler

Yüzyılı aşkındır dokunan Şile Bezi’nin tarihi örnekleri halen ustaların sandıklarında zamana meydan okumaya devam ediyor.

Göz dolduran o güzel motiflerin yapıldığı bütün işlemeler “hesap işi” tekniğiyle anılır. Şile Bezi işlemelerde düz iğne, verev iğne, kesme, ajur, balıksırtı, civankaşı, hasır iğne, ciğerdeldi gibi farklı hesap işleri kasnaklarla motife ve daha sonra Şile Bezi'nin üzerinde sanata dönüşür. Her biri farklı bir hikâyeye sahip olan Şile Bezi motifleri farklı isimlerle adlandırılır. Günümüze kadar 200'ü aşkın motif arasında şile feneri, büyük yıldız, çatlak kahve, zülüf tarağı, çinçin bağları, tahtakurusu, saray süpürgesi, karpuz çekirdeği, çatık kaş, bekâr biti, müdürün bıyığı gibi farklı olaylardan esinlenen ilgi çekici desen isimleri vardır.

Şile Bezi, üzerindeki motiflerle, dokuyan ve nakşeden kadınların hayat hikayelerini fısıldamaya devam ediyor.

Şile Bezi motifleri her biri birbirinden farklı isimlerle adlandırılır. Şile Bezi işlemelerinde yaygın olarak kullanılan 200'ü aşkın motif birbirinden ilgi çekici adlarla anılır. Günümüze kadar gelen motif isimleri arasında şile feneri, çatlak kahve, zülüf tarağı, çin çin bağları, tahtakurusu, saray süpürgesi, karpuz çekirdeği, çatık kaş, bekar bitti, müdürün bıyığı gibi farklı olaylardan esinlenen ilgi çekici desen isimleri vardır.

Şile’de dokuma ve motif işçiliği tamamen kadınların hakimiyetinde bir iştir. Nesilden nesile, anneden kıza geçen motifler isimleri ile bilinir, günün farklı olaylarının etkisi ile yeni motifler çıkartılır ve anında anonimleştirilir. Hiçbir motif yapanın adı ile anılmaz, hepsi şile kadınlarının, Şile’nin ortak motifleridir. Günümüzde de bu motifler Şileli kadınlar tarafından biliniyor ve yaygın olarak kullanılıyor.